23 Aralık 2013 Pazartesi

1) Uçak Rezervasyonu - İnterrail Bileti (fotokopiler)
2) Öğrenci ise öğrenci belgesi
3) Başvuru sahibinin dilekçesi
4) Masrafları karşılayacak kişinin (sponsor) dilekçesi
5) Sponsorun banka hesap hareketleri (son 3 ay)
6) Sponsor çalışansa maaş bordrosu - Sponsor işverense vergi levhası
7) Sponsor İmza Beyannameleri (ehliyet fotokopisi de olur)
8) Sponsor Kimlik fotokopisi
9) Banka imza sirküleri ve hesap dökümünde banka kaşesi olmalı
10) Hostel Rezervasyonları
11) Güzergah (nerede ne kadar kalınacağı)
12) Eğer her şehirde rezervasyon yapılmadıysa durumu açıklayan dilekçe
13) İdata'dan alınan başvuru formu
14) Seyahat sağlık sigortası (herhangi bir bankadan olur)
15) Pasaport ve pasaport fotokopisi
16) Sponsor dayınız, teyzenizin çocuğu vs. falansa akraba olduğunuzu gösterir nüfus müdürlüğünden alınmış belge
17) 210 Türk Lirası İdata'ya ödenecek
18) İki adet biyometrik fotoğraf

17 Aralık 2013 Salı

Avrupa Notları 4

Tabi ki de yine sabahın köründe uyanmıştık Venedik treni için. Venedik'te ki otel rezervasyonunu Türkiye'den yapmıştık. Ucuz şirin güzel bir kampingti seçimimiz. Merkeze uzaktı ama bir otobüsle 10 dakikada gidebilirsiniz.(Yine gitsem yine o kampingte kalırdım) Otobüs bileti pahalı değil arkadan binerseniz beleşe gidebilirsiniz. Kimse ses etmiyor ama Türklüğümüzü belli edip hayvanlar işte bu öküzler böyle denmesini istemeyiz o yüzden 1-2€'ya bileti alın. Durak kampinge çok yakın. Tabi biz bilmediğimiz için bir önceki durakta indik yürüyoruz kamping falan yok neyse sorduk bulduk çok nadir insan geçiyor o yoldan da. O sıcakta o çantalarla fenalıklar geçirecektik neyse ulaştık kampingimize. (Camping Rialto) Girişte aksanı çok tatlı bir hanım abla karşıladı bizi. Çadırda kalacaktık biz diğer iki arkadaşlar kulübe tutmuşlar. Simgeyle çadırımızı bulduk çok affedersiniz çok pardon ama çadır göt kadar sakın kalmayın 3-4€ fazla verin kulübede kalın. 2 yatak zor sığmış tahtalar üzerine konmuş ve yatakta hareket ettikçe çadırın içinden tahtanın üzerinde yatak hareket ediyor ve düşüyor abuk subuk şeyler işte kalmayın. Ve acayip soğuk. Battaniye koymuşlar falan. Bizde gittik onların kulübeye fazla yatak vardı priz falanda vardı genişti de kaldık. Soğukta değildi ayrıca. Banyo işi çok iyi olmuş. 10 kabinli duş kısmı ayrı 10 tuvalet yapacağın kısım ayrı. Ve tertemiz. Çamaşır yıkayacak yerler mümkün. Size verilen özel indirimle süper bir omlet ya da süper bir pizza yiyebilirsiniz. Mutfakta ki ahçı beyefendi TÜRK. Torpil geçti süper bir pizza yaptı bize. Neyse çık dışarı gez Venedik merkez rahat olsun herkes. Çok güzel bir yer. Her yer köprü bir insanın zor geçeceği kadar dar sokaklar. Süper insanlar. Köprülerde öpüşen çiftler. Gondollar. Lan böyle nasıl yaşıyorsunuz dedirtecek bir yer. Adacık adacık bir şehir ama köprülerle geçiş yapabiliyorsunuz. 1-2 gün verildiği sürece çok rahat gezebileceğiniz bir yer. Burada su çeşme bir tek merkezde bir yerde var onun dışında parayı basıyon suyu alıyon hacııı. Tişörtler pahalı ben 5€'ya buldum ama size de denk gelir mi orası bilemeyeceğim. Her hangi bir kafede meşhur kahvelerinden içerseniz içmeden gittim dememiş olursunuz. Neyseee Venedik bitti işte. Sabah 4te uyandık 4(dört, four) trene binecez Nice'e gidecez. Kalktık bindik gittik. Akşam Nice'deydik. Akşam görmemize rağmen çok mükemmel bir yer. Zenginler büyük ihtimalle çoğu. Hatunlar güzel giyinimli. Zenciler müziği açmış kulağına dayamış dans ede ede gidiyor. Sahile gittik gece şarkılar ateş yakmalar voleybol oynamalar akıyor adamlar. 10-15 dk yürüme mesafesinde sahil tren garına. Çantalarla of diyorsun ama git sahilde sabahla yani. Götümüz dondu kalın polarlar deniz havlularıyla örtündük ama donduk baya neyse ben uyudum mis gibi sabah 5'te kalktık Barcelona treni için. 




Barcelona-Madrid Avrupa Notları 5'te...

6 Eylül 2013 Cuma

FLORANSA FLORANSA FLORANSA...

Avrupa Notlarına devam edeceğim ama çok aşırı beğendiğim sanat kokan şehire değinmeden geçmeyeyim dedim. O şehir; Floransa, Firenze.

Bir zamanlar İtalyan Krallaığına başkentlik yapmıştır. İtalyan rönesansının doğduğu yerdir. Görülecek yerlere gelelim

  • Signoria Meydanı ve meydanda bulunan Neptün Heykeli. Heykelin etrafında mermer atlar ve deniz kızları bulunur. Bu meydanda aynı zamanda bir çok heykelle karşılaşacaksınız.
  • Uffizi Galerisi. Eski ve ünlü sanat müzesidir. 
  • Ponte Vecchio Köprüsü. Arno nehri üzerinde bulunan eski bir köprü.
  • Floransa Katedrali ya da Duomo.
  • Michelangelo Tepesi. Buradan bütün Floransayı görmeniz mümkündür şehire biraz uzak kalsada görülmeye değer.
  • Leonardo Da Vinci müzesi. 7€ girişi görülmeye değer.  http://www.mostredileonardo.com/site.asp?idSito=1&idLingua=10&idPagina=3

LEONARDO DA VİNCİ MÜZESİ

















SIGNORIA MEYDANI VE NEPTÜN HEYKELİ


















PONTE VECCHİO KÖPRÜSÜ


MİCHELANGELO TEPESİ












5 Eylül 2013 Perşembe

Avrupa Notları 3

Roma'dan ayrılmak üzmüştü ama yeni yerler göreceğim de beni heyecanlandırıyordu. Roma'dan Floransa'ya gittik oradan hemen Pisa'ya geçtik. Pisa küçük şeker bir yer. Nehir kenarında olan evler Pisa'yı daha güzel şehir halini almasını sağlamış. Kule istasyona uzak değil. Kuleye gelindiği an kuleyi tutarken verilmiş apaçi pozu vermek farz. Neyse artık dönücez başka bir bok yok akşam oldu sokaklar küçük şehre göre baya kalabalık ve gürültülü. Orada bir pizzacı vardı süperdi. Sıcacık margarita peynirli mmmm.... Trenimize bindik Floransa'ya geldik. Kalacak yerimiz yoktu. Gece 12'den sonrada bulamazdık kalacak yer. Mecbur sokakta yatacaktık. Bunun için en uygun yer istasyondu. Uyku tulumlarını açtık Simge'yle biz yattık uyuduk erkekler nöbetteydi. Sabah 5-6 civarı bizi uyandırdılar kalkın töbe bismillah bu saatte ne kalkması uyuyorduk falan dedik ama yok kaldırdılar illa. Otel bakcakmışız. Peki dedik. Sabahın o saatinde sokakta mal gibi çantalarla dolaşıyoruz. Otel hostel falan bulamadık tabi nereye buluyorsun o saatte. Burger King saat 10'da açılıyor ve King Nugget Burger 1,5€ sırf bunun için Burger'ın açılmasını bekledik. Mc Donalds'a girdik saat 10'a kadar kafaları masaya koyduk uyuduk. Hepimiz salak gibiydik. Uyuduk uyandık bir Floransa'yı turladık geri yattık şaftımız kaymıştı. Saat 10 olduğu gibi Burger'a üşüştük kahvaltımızı ettik doğru hostel bakmaya gittik. Çok hoş tatlı bir hostel bulduk. 2 kişilik oda 22€ tamam kabul dedik 2 gece tuttuk odayı. Merkezi yerdeydi. Hemen dışarı çıktık gezdik.  Medici Şapeli ve dolu katedral var şehirde. David heykeli ve bir çok heykel şehirin heryerinde karşınıza çıkabilir. Şehir baştan sona kadar sanat kokuyor. Uffizi Galerisine para vermek istemedik girmedik parası olan girsin kaçırmasın. Da Vinci müzesi var ama şehir haritasında görünmüyor kesinlikle gidin o müzeye çok pahalı bir yer değil. İçeride icatları ve eserleri var. Ve ve en güzel yeri Michelangelo Tepesi şehir merkezine baya uzak bir yerde. Pes etmedik yürüdük tepeye çıktık. Tüm Floransa'yı oradan görebilirsiniz gidenler mutlaka o tepeye çıksın. Floransa'da böyleydi işte.


Venedik-Nice Avrupa Notları 4'te...

23 Ağustos 2013 Cuma

Avrupa Notları 2

Sabah uyandık Vatikan yolunu tuttuk. Bayağı bir uzaktı. Hava sıcaktı. Maksat etrafı gezmek olduğu için ulaşım aracı kullanmadık. 

Sonunda Vatikan'a gelmiştik.Vatikan'a gidene kadar yol üstünde olan Pizza Novano ve Panteon'u da ziyaret ettik. Orada dondurmacılar var kesinlikle yenmesi gerekiyor, Roma dondurması yemeden gitmeyin. Vatikan'ın bahçesinde dolandıktan sonra içeri giden kuyruğu gördük. Girsek mi girmesek mi arasında kararsız kaldık hava çok sıcak kuyruk uzun. Bir daha mı geleceğiz dedik kuyruğa girdik. Sırada 1 saat bekledikten sonra içeri girdik. Dipnot olarak diz altı ve dekoltesi olmayan kıyafetler tercih edin içeri almıyorlar. Ben şortla gittim ama orada bir yerde taytımı giydim. Vatikan'ın içi bildiğiniz kilise yani benim sanat din anlayışım bu Hz. İsa çarmıha gerilmiş Meryem Ana falan işte. Alt katı var kilisenin girmenizi öneririm. Gezdik bitti artık dönücez gözümüz yemedi o yolu metroyla döndük. Metrolar eski. Beğenmedim bizim Kartal-Kadıköy metrosu on basar ona neyse. Akşam İspanyol Merdivenlerine gittik bira içmeye. Trevi Çeşmesine 5-10 dakikalık mesafede. Oturuyorduk bira içiyorduk birden polis ve çöpçüler sardı her yanı bizi kaldırdılar oraları temizlediler bizde kalktık Treviye gittik orda içtik. Saat gece 11 sokakta kimse yok bira alacağız biranın fiyatı 2-3 kat artmış. Hostele döndük bizde. Ertesi sabah beni iğrenç görünümlü domuz salamı ve karper peynir bekliyordu ve ben uyanmak istemiyordum. Sabah oldu uyandık dedim aç kalırım ama hayatta yemem ben o salamıda karper peyniride. Collesium'a gideceğiz sadece bir bardak çorba içtim gittim. Roma Forum'a gelince beynim vücudum error verdi. Ne yürüyecek ne konuşacak halim vardı. Ayaklarım otomatik hareket ediyordu sıcaktı açıkcası öbür tarafa gittim geldim başlarım Roma Forum'una dedim gezmedim. Ve spagetti yiyerek bayram yaşattım kendime. Roma'da son günümüzde ertesi sabah erkenden trenimiz vardı. Pisaya gidecektik.

Pisa-Floransa Avrupa Notları 3'te... 

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Avrupa Notları 1

Gideceğim gün gelmişti içimde nedense heyecan yoktu. 10 kere gitmiş havasındaydım garipti. Aylardır uğraşılan meşhur interrail seyahati başlıyordu artık. İlk durak Sabiha Gökçen Havaalanı'ydı. İnterrail heyecanından çok uçağa ilk binmenin heyecanı vardı üzerimde. Simge'yle uçaktayız. En arka koltuk bir de. Korkudan Kur'an'ı hatim etmediğim kaldı bir tek. Neyse ki yan koltuk boştuda rezil olmadım. Uçak iyice hızlandı ben Simge'ye bağırıyorum. "Laann Simgee bu çok hızlı gidiyor Simgee Simgee uçuyoruz" tarzı cümleler dökülüyor ağzımdan. Kalkma faslı bittikten sonra korku falanda gitti. Roma Fiumicino'ya iniş yaptık. Etrafa şaşkınca bakınıyoruz Simge'yle,  nerdeyiz lan biz havasındayız. Pasaport kontrolüne girdik baya kalabalık bizim gibi interrail yapan gençler dolu. Önümüzde de arkamızda da Türkler var. Pasaport işlemi bitti valiz bekliyoruz. Önümüzde iki Türk arkadaş vardı. Valiz beklerken onlarla da iki üç sohbet ettik nasıl gideceğiz Roma merkeze falan. Sonra merkeze giden otobüsleri bulduk bilet aldık. (Bilet 5€) Tanıştığımız o öndeki iki erkek arkadaşla otobüs durağına doğru ilerledik otobüsü bekliyoruz. Otobüs beklerken Simge'yle sigaramızı yaktık stresi attık. Otobüs geldi Allah'a emanet valizleri bagaja koydular oturduk koltuklara. Oğuz ile Batuhan'da yan tarafa geçtiler. Gidiyoruz otobüste camdan dışarı bakarak. Telefonum çaldı yabancı bir numara. Oteldir dedim açtım doğru tahminmiş. Hello hi bir şeyler diyor. Yarım yamalak ingilizcemle nerdesiniz ne zaman geliyorsunuz dediğini anlıyorum. Ve yine yarım yamalak ingilizcemle geliyoruz otobüsteyiz diyorum. Anlaşamıyoruz. Simge'ye uzatıyorum ne yazık ki o da anlaşamıyor. Simge'de Batuhan'a veriyor telefonu. Allah razı olsun Batuhan baya yardırdı hatuna anlaştılar. Otobüsten indik Termini''ye geldik. E napcaz şimdi. Hostelin krokisi var ben de ama yabancı ülke bir bok bilmiyoruz. Etrafa baktık dönerci kebapçı direkt yumulduk abi bu sokak nerde falan tarif etti bize. Neyse hosteli bulduk zorda olsa. 11 kg çanta sırtta, hava 35-40 derece. Hostele geldik resepsiyonla çatpat konuştuk. Odamıza yerleştik. Oda gayet iyi. Hostele sanırım 60€ bayıldık.(Hostel Poliziano Inn) Hostelin asansörü çok kıyak bir asansör. Ninem zamanından kalan gardolap kapağı gibi açılan ibretlik bir asansör. Neyse biz Simge'yle yerleştik odaya giyindik süslendik sokağa attık kendimizi. Dışarı çıktık yol sorarken Batuhan ile Oğuz'u gördük karşımızda. E o zaman napalım beraber gidelim. Trevi Çeşmesinde paramızı attık. 10kr attım.


Trevi'ye gidene kadar yolda çeşmelerin olduğunu gördük. Quattro Fontane caddesinden aşağı yardırıyoruz köşe başında 4 tane çeşme olan yer, her köşe başında bir çeşme. Tamam dedik burda su parasından yırttık. Suları tabi bizim Türk sularına benzemiyor bir acayip geldi yoklukta gidiyor ama yapacak bir şey yok. Sonra alıştık şişe şişe içtik. Gezdik ettik falan otele döndük. Yorulmuştuk baya yarın Vatikan'a gidecektik. Kahvaltı menümüzde ise karper peyniri ve tost ekmeği vardı.

Vatikan ve sonrası Avrupa Notları 2'de...